03 Mart 2020

8 Mart Dünya Kadınlar Günü mü?! Hadi Canım Sen dee!


Sömürmeyi amentü belleyenlerin insanlığın gelmiş geçmiş tüm etik değerlerine pervasızca, vahşice saldırdığı ilgili herkesçe bilinen bir gerçektir. Kendisine karşı olan her şeyi silip-süpürmeye çalışmak bir yana, karşı olduğunu sandıklarına bile akıl almaz bir baskı uygulamaktadır. Bunu kimi zaman tanklarla-toplarla yaparken kimi zaman dini, kimi zaman etnisiteyi kullanır ama esas kullandığı medyadır ve bunlara da geniş yer verir. Ellerinde bulundurdukları medyayı doğrudan psikolojik savaş için kullanırken kimi kavramların ve özel konuma sahip kimi sosyolojik olguların içlerini de eritmeye, kendisine hizmet edecek kıvama getirmeye çalışmakta ve genel olarak da bu güçleri sayesinde başarılı olmaktadır. Örneğin emekçilerin "Birlik, Mücadele ve Zafer" günü olan 1 Mayıs’ı "Bahar Bayramı"na dönüştürme çabalarının devam etmesi gibi…




Kadınların yönettiği İlkel Komünal Toplum’un Köleci Toplum’a gebe kalmasıyla başlayan insanlığın kayıplar zinciri, biçimde, ağır bedeller ödenerek kimi değişikliklere uğratılsa da esasta niteliğini korumaktadır. Köleci Toplum’un göbeğinde doğan ataerkil anlayış, değişik biçimlerde de olsa olanca şiddetiyle devam etmektedir ki, bunlardan biri onların doğrudan birer seks objesi olarak görülmesi ve benimsenmesidir. Yine bu sosyo-ekonomik formasyonla zamandaş olan din olgusu ve içerikleri bu olumsuzluğu fena halde sağlamlaştırmıştır. Tüm kutsal(!) kitaplar kadını erkeğin seks objesi ve her işini yapan köle olarak görmesi tabi ki tesadüf değildir. Ancak, cinsel baskının ataerkil sistemin bir ürünü olduğu, sadece ezilen, emekçi kadınlara uygulanmadığı, burjuva kadınların da bu olumsuzluğa maruz kaldığını gerekçe(!) göstererek kadın sorununun sınıfsal olamayacağı düşüncesinin sınıf mücadelesini anlamamak olduğunu, buradan yola çıkarak da "Kadınlar üzerindeki cinsel baskıya son!" şeklindeki sloganların ileriyi görece temsil etmesi anlamında olumlu bulduğumu ama sınıfsal yaklaşılmaması nedeniyle de özrünü kabahatinden büyük gördüğümü söylemek isterim.

Kadın Sorunu, insanlığın en önemli sorunlarından biridir. Günümüze kadar yazılan sayısı belirsiz milyonlarca kitap, araştırma, anket, haber, vb. vb.’nin üzerine sanırım en az bir bu kadar daha yazılıp çizilmesini gerektirecek ölçüde önemli bir konudur, çünkü Başkan Mao’nun deyimiyle “Gök kubbenin yarısı”ndan söz ediyoruz.


8 Mart’ın Kısa Tarihçesi

Her ne kadar birçok önceli eylemler yapılsa da konumuz bağlamındaki nitel sıçrama, 8 Mart 1857 tarihidir.

Günlük 16 saatlik zor koşullar altında çalışmaya karşılık sadece 1 doların altında ücret verilmekteydi. Kadınlar günlük 10 saat ve biraz daha yüksek ücret talep ediyorlardı. Sonuçta greve gidildi ancak polis (ki, dünyanın her yerinde hepsi de aynı kurnadan su içer) şiddetle saldırdı, yakaladığı emekçileri zorla fabrikaya kilitledi ve yangın çıkararak çoğu 12-13 yaşlarında çocuk olan 48’i sendika üyesi 129’u kadın toplam 148 kişi katledildi. Cenaze törenine on binlerce emekçi katıldı ve bu olay ABD’de büyük tepki topladı. Talepler doğrultusunda yapılan toplu sözleşmeyi sadece bir şirket imzalamadı: Triangle Shirtwaist (Üçgen Gömlek Dikimi)! Bu şirket çalışanlarına karşı uyguladığı acımasızlık ile kötü bir üne sahipti.*



Bu katliamlardan yıllar sonra Danimarka’nın Kopenhang kentinde, 2’nci Enternasyonale bağlı kadınlar tarafından "Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı" yapıldı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg konferansa 8 Mart’ın "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak anılması önerisi bu toplantıda oybirliğiyle kabul edildi. İlk başlarda tarihi kesinleşmediği için ilkbaharda yapılan anma, ardından 8 Mart bilinciyle dalga dalga tüm dünyaya hızla yayılmaya başladı ancak kesinleşmesi proletaryanın dahi öğretmenlerinden olan Lenin’e uzanır. 1921 yılında Moskova’da gerçekleştirilen 3cü Enternasyonal’de resmileşir.

Başa dönelim, demek ki:

"Dünya Kadınlar Günü" diye bir şey yok; olan "Dünya Emekçi Kadınlar Günü"dür ve iki isimlendirme arasında uçurumlar bulunmaktadır. Zaten 8 Mart kadınlara verilmiş bir hak(!) değil, doğrudan emekçi kadınlarımız tarafından bedeller ödenerek söke söke alınmış bir kazanımdır.

Siz yine de "Dünya Kadınlar Günü"nü mü kutlamak istiyorsunuz?

Başka kapıya, başka kapıya…
• Şan olsun 8 Mart’ı yaratanlara!
• Şan olsun bu onurlu kavgada olanlara!

03 Mart 2020

*25 Mart 1911 günü bu fabrikada yine yangın çıkarılmış ve yaklaşık 170 emekçi katledilmiştir. Triangle Shirtwaist isimli fabrikanın sahipleri olan Max Blanck ve Isaac Harris polisler tarafından dışarı çıkarılarak kurtarılmıştır.
Yorumlayın Paylaşın :)

Paylaşan: verified_user

0 Post a Comment: