24 Nisan 2020

Devrimin Yiğit Çocuğu Mustafa Koçak Anısına


Bir Ülke Düşünün!

Çirkeflikleri ortaya seren gazeteciler tutuklanıyor. Cübbelerine düğme eklemeyen hukukçular tutuklanıyor. Üniversitelerde görev yapan bilim insanları tutuklanıyor. Hiçbir "aşırılığı" olmayan en sıradan insani istekte bulunanlar tutuklanıyor. İki insanın yan yana bulunması "yasa dışı örgüt üyeliği" suçlamasıyla(!) tutuklanma nedeni oluyor. Kendine itaat etmeyen tüm radyo ve televizyonların lisansları iptal edilerek ipe-sapa gelmez gerekçelerle sorumluları tutuklanıyor. Sanatçılar tutuklanıyor, edebiyatçılar tutuklanıyor.

Kendisine neredeyse ana-avrat küfreden mafia karikatürleri serbest bırakılıyor. Tecavüzcüler, hırsızlar, dolandırıcılar, ahlaksızlar, Sivas katliamını gerçekleştirenlerden Ahmet turan Kılıç gibi yobaz caniler serbest bırakılıyor.

Mustafa Koçak’ımız bu yüzden "adil yargı" için bedenini ölüme yatırıyor. "Çıt" yok! Daha dün Helin’imiz sanatını özgürce yapabilmesi için fiziksel yaşamını kaybetti ama "çıt" yok! Her ikisi de şu an yüreklerimizde yatıyor ve onurla anılıyor.

Ülkenin başında "Demokles’in Kılıcı" gibi sallanan diktatör kazıntısı, Davos’ta sahtekarca bir kahramanlık(!) taslayarak İsrail Devlet Başkanı’na, "Öldürmeye gelince, siz öldürmeyi daha iyi bilirsiniz!" demiş ve anında çark etmişti. Tencere, dibin kara… O da Netanyahu’larla, İzak Şamir’lerle falan aynı kurnadan su içmiyor mu? Dolayısıyla öldürmeyi en az onlar kadar iyi biliyor. Cizre’de, Nusaybin’de insanlar bodrumlarda canlı canlı yakılmadı mı? Çocuğunun cesedini bir torba içinde ve karda-kışta babasına taşıtmadı mı? Çocuklarını saç kurutma makinesiyle ısıtan bir annenin intiharına neden olmadı mı?

Yok, yok; öldürmeyi gerçekten iyi biliyor. Çok iyi öldürüyor!

O’nu da anacağız elbette. Halk bu diktatör kazıntısını en iyi ölümlerle uğurlayacaktır.
Ve bu "uğurlama"nın soydan soya anlatılacak kadar görkemli olacağından zerre kadar kuşkum yok!

24 Nisan 2020
Yorumlayın Paylaşın :)

Paylaşan: verified_user

0 Post a Comment: