Vermezler, Vermezler…

Vermezler, çünkü mızrabın tele her dokunuşunda çıkardığı sesi kurşun sesi sanarak kuyruklarını bacaklarının arasına kıstırıyorlar. Mızrabımızdan korkuyorlar.

Vermezler, çünkü söylediği türküler halka doğruları doğrudan iletiyor. Bu da onların işine gelmiyor. Türkülerimizden korkuyorlar.

Vermezler, çünkü hiçbirinin başı-kıçı açık değil. Bir devrimci nasıl giyiniyorsa öyle giyiniyorlar. Giydiğimiz elbiseden korkuyorlar.

Vermezler, çünkü devrimci duruşları gereği yalakalıktan ve paraya kendilerini satmaktan fersah fersah uzaklar. Dik duruşumuzdan korkuyorlar.

Vermezler, çünkü kendileri ve beslemeleri gibi medya maymunluğu yaparak insanları sömürmüyorlar. Samimiyetimizden korkuyorlar.

Korkuyorlar dedim de…

Aklıma mavi gözlü çınarın "Taranta Babu’ya Sekizinci Mektup" isimli nefis şiiri geldi:

Mussolini çok konuşuyor Taranta Babu!
Tek başına,
yapayalnız,
karanlıklara bırakılmış bir çocuk gibi
bağıra bağıra
kendi sesiyle uyanarak,
korkuyla tutuşup,
korkuyla yanarak
durup dinlenmeden konuşuyor.
Mussolini çok konuşuyor Taranta Babu!
Çok korktuğu için
çok konuşuyor!

Bu yüzden "Uzun Çalar" hep konuşuyor. Sefil iktidarının sallandığını biliyor, bildiği için korkuyor, korktuğu için çok konuşuyor! Ateş çemberindeki bir akrep gibi kıvranıp duruyor, efendilerinin de desteğiyle elindeki devlet imkanını olanca gücüyle halkın sanatçılarının üzerine saldırtıyor.

Grup Yorum’un öncelikle "halkın ta kendisi" olduğunun altını çizmek isterim. Bu yüzden de saldırı ve katliam, Grup Yorum şahsında doğrudan halka yöneliktir.

Grup Yorum üyeleri diyor ki:

"Konserlerimiz üstündeki tamamen keyfiyete dayalı yasak kalksın, türkülerimizi söyleyelim."

-Şiddet yok, silah-külah yok; bundan daha insani bir istek olabilir mi?
-Olamaz!
-Ama vermiyorlar, yasağı kaldırmıyorlar. Helin’imizi ve Mustafa’mızı fiziken kopardılar. Şimdi İbrahim’imizi istiyorlar.
-Biliyorum, ama vermezler.

Ozan Emekçi yıllar önce ne güzel söylemişti:

"Zincire vurulu özgürlüğümüz
Beyler vermez biz alırız zor ile
Çünkü proleter devrimciyiz biz
Beyler vermez biz alırız zor ile"

04 Mayıs 2020