04 Eylül 2021

Dua Üzerine

Anlamak, öğrenmek için okunan Kur'an içinde barındırdığı karşıtlıklar ve bilimden uzak yapısıyla okuyan insanları kendinden uzaklaştırmaktadır. Her ne kadar Nisa 82'de: "Kur’an’ı inceleyip düşünmüyorlar mı? Eğer Allah’tan başka birinden gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık ve çelişki bulurlardı!" diye belirtse de bu ayeti geçersiz kılan yüzlerce ayet bulunmaktadır ancak durmak istediğim konu ayetlerdeki çelişkiler ve bilimi dışlaması değil, doğrudan "dua"dır. Konu hakkında düşüncelerimi paylaşırken ayetlerin "doğru" olduğunu "kabul ederek" sadece birer ayet alıntılayacağım.

Kamer 49: "Haberiniz olsun ki, biz her şeyi bir kadere göre yarattık."

Bu ayeti destekleyen birçok ayet vardır ve bunlardan biri Tekvir 29'dur: "Fakat âlemlerin rabbi Allah dilemedikçe siz (hiçbir şey) dileyemezsiniz!"

Allah, yaratacağı şeylerin neyi, nasıl, nerede yaşayacağını kendine özgü bir yöntem ile saptıyor, yani "kader"i bizzat kendisi hazırlıyor. "…belli bir kadere göre…" derken aldığı kıstasları açıklamasa da şurası net ki "kader" daha yaratılmadan önce hazırlanmıştır ve yaratılan şeyin "kader"in dışına çıkma olasılığı tamamen kapalıdır. Tekvir 29 bunu doğruladığı gibi En'am 59 da doğrulamaktadır.

En'am 59 bize bir başka kanıtı da vermektedir: "Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır."

Şu çıkarımları yapabiliriz:

1) Allah, daha yaratmadan önce yaratacağı her şeyin kaderini belirlemiştir;
2) İnsanlar (ve diğer yarattıkları) isteseler bile konumunu ve yaşamını değiştiremeyecektir;
3) Allah, öncesiz ve sonrasız her şeyi bilendir.

Şimdi "dua" konusuna geçebiliriz?

"Dua", bireyin veya bireylerin bireysel veya toplumsal olarak ihtiyaçlarının Allah'tan sağlamasını istemeleridir ve bu istem yaşamın tüm alanlarını içermektedir. Kimi aşkı için dua eder, kimi para için dua eder, kimi okulu bitirip iyi bir işe sahip olmayı ister falan… Şimdi karşıma (Örneğin ismi Ahmet olan) ve türbülansa girmiş uçakla yolculuk yapan hayali bir kişiyi oturtup duasını dinleyelim:

-Allah'ım, sana yalvarıyor, sana niyaz ediyorum. N'olur uçağı düşürme, hayatımızı bağışla. Sen esirgeyenlerin ve bağışlayanların en yücesisin, bizi koru!

Allah'ın bilgisinin öncesiz ve sonrasız (ezeli ve ebedi) olduğunu hatırlayarak diyalog halinde devam edelim:

-Allah, daha uçak yapılmadan önce içinde yolcularla birlikte bir türbülansa gireceğini ve Ahmet'in de bu sallanma sırasında kendisine dua edeceğini biliyor muydu?
-Evet, biliyordu.
-Allah, Kaf 29'da, "Benim katımda söz (irade) değişmez!" demiş midir?
-Demiştir.
-Yani sen dua etsen de etmesen de Allah katında söz değişmeyeceği için senin duan hiçbir işe yaramıyor. Kaldı ki, işin bir de başka boyutu var.
-Nedir?
-Sen Allah'ın iradesini uyguladığı şeyi istemeyip kendi ihtiyacın doğrultusunda, "Onu öyle yapma, benim dediğim gibi yap." diyerek değiştirmeye çalışmak Allah'a karşı çıkmak olmuyor mu?


04 Eylül 2021

Yorumlayın Paylaşın :)

Paylaşan: verified_user

0 Post a Comment: