19 Ekim 2022

 Teistleri Bilgilendirme


Teist arkadaşların ezici çoğunluğu ateistlerin bir merkezden yönetildiğini, hepsinin aynı şeyi söylediğini, bir liderimizin olduğunu ama sakladığımızı falan düşünmekteler. Buna gerek interaktif medyada ve gerekse pratik yaşamımda birçok kez denk geldiğim için bu arkadaşlarımızı bilgilendirmek isterim.

Sırayla gideyim: Dünyanın değişik yerlerinde değişik sayıda üyelere sahip yüzlerce, belki binlerce "Ateist Derneği" bulunmaktadır ve sanıldığı gibi tek bir merkeze bağlı olmadığı gibi dernekler içinde de örneğin Türkiye’deki tarikatlar ya da Hıristiyan toplumundaki sektler gibi bir ritüelleri de bulunmamaktadır ve hiyerarşik bir yapılanma hiç yoktur. Bildiğim kadarıyla var olan derneklerin hepsi yasal kuruluşlardır ve yasadaki zorunluluklara göre davranmaktadır. Yani seçim olur, başkan ve diğer yönetim organları seçilir; sonra yine seçim olur falan… Yine bildiğim kadarıyla bu derneklerin dışında illegal yapıda bir ateist oluşumun olup olmadığını da bilmiyorum, fakat belki şeriatın baskın olduğu yerlerde olabilir. Dernekler, ilgili toplumdaki dinlerin içeriklerini ve neden reddettiklerini belirterek bilgilendirme yapmaktadır. Dernekler arasında başta yayınlar olmak üzere, özellikle konuya ilişkin yeni gelişmelerden birbirlerini haberdar etmek için paylaşımlarda bulunmaktadır ve derneklerden çıkanın da katli vacip değildir :)

Ateistlerin aynı şeyleri söylemeleri teistler üzerinde bir şaşkınlık yaratmakta, kendi alışkanlıklarından yola çıktıkları için biz ateistlerin de alışkın olduğumuzu düşünmelerine yol açmaktadır. Bir önceki sohbetimizde de belirttiğim gibi Ateizm, teoloji taraftarlarının "Tanrı'nın buyruğu" ya da "Tanrı eseri" diye öne sürdüğü argümanları bi¬limsel bir form içinde reddeden ideolojik/felsefi bir bütünlük olduğunu, Ateist’in ise bu bütünlüğün taraftarı veya aktivisti olduğunu belirtmiştim. Bilimsel bir form olduğu ve bu da tek doğru olduğu için, en azından yanlışlanana doğru olarak kabul edildiği için verilen cevapların aynı veya benzer olması kaçınılmazdır. Dünyanın neresine giderseniz gidin 2+2’nin teistler de ateistler de agnostikler de 4 ettiğini söyleyeceklerdir, çünkü bu sonuç en azından şimdiye kadar yanlışlanmış değildir ve şu an tek doğrudur. Siz 2+2’yi de sorsanız, 2x2’yi de sorsanız cevap hep 4’tür. Bu nedenle benzer şeyleri söylememiz kaçınılmazdır.

Gerek ülke bazında ve gerekse dünyada bir liderimiz, şefimiz ya da şeyhimiz falan yoktur; olan, teizme karşı bilimsel formatı benimseyenlerin sohbetlerde ya da tartışmalarda bunu dile getirmesidir. Yani siyasal duruştan genel olarak uzak olduğu için sosyo ekonomik yapıda ya da siyasal iktidarın kurum ve kuruluşlarıyla bir mücadelesi yoktur, varsa da en azından yeterli boyutta bulunmamaktadır.

Ancak, gerçekten önemli gördüğüm için bir noktayı açarak yanılgılı bir teist anlayışı düzeltmek istiyorum. O da tüm ateistlerin tornadan çıkmışçasına aynı olduğu inancıdır. İnancı diyorum, çünkü teist dostlarımız konuya hâkim olmadıkları için ancak inanmakla yetinmekteler. Oysa, sosyo ekonomik formasyonları, sosyolojiyi ve sınıflar savaşımını hiç değilse genel hatlarıyla bilselerdi inanmak yerine bilmiş olacak ve yol üstündeki birçok gereksiz engel kendiliğinden ortadan kaybolacaktı.

Birey Ateist olabilir; ama ateist olması o kişinin sapıklığını, caniliğini, hırsızlığını, faşist oluşunu engellemez Makyavelizm’i dibine kadar kullanmakta da hiçbir sakınca görmez ve bunun birçok örneği vardır.

Bizlerin, yani sosyalist devrimciler olarak teizmle doğrudan alıp veremediğimiz bir şey yoktur. İnsanların inançlarıyla ilke olarak uğraşmayız, ilgilenmeyiz; çünkü sınıf savaşımı içinde olduğumuzdan, bizim için teistler düşman statüsünde değil, düşmanımız olan, hatta baş düşmanımız olan emperyalizm ve onların bağlaşıklarıdır. Hıristiyan mısınız? Bakın, az ilerde kilise var. Sadece Pazar ayinlerine değil, dilediğiniz zaman o kiliseye giderek ibadet etme hakkınızı sonuna kadar savunuruz. Yahudi misiniz? Kilisenin hemen yanındaki bina Sinagog’dur. 7/24 gönül rahatlığıyla ve huzurla dua edebilirsiniz ve bu sizin en doğal hakkınızdır. Müslüman mısınız? Kilisenin diğer yanındaki bina camidir; dua edebilir, mevlit okuyabilir, namaz kılabilir, ilahiler okuyabilirsiniz. Yani hangi dinden olursanız olun biz sosyalist devrimcilerin hedefinde değilsiniz. Devrim, bizim gibi ülkelerde işçi sınıfının en örgütlü organizasyonu olan proletarya partisi önderliğinde, işçi-köylü temel ittifakıyla gerçekleştirilen halkın eseridir ve bu halkın büyük bir çoğunluğu da inanırlardan oluşmaktadır. Aslında bu nesnel gerçeklik bile sosyalistlerin inanırlara olan yaklaşımını berrak bir şekilde yansıtmaktadır.

Bir an için teizmin sıfırlandığını, dünyanın tüm insanlarının ateist olduğunu var sayalım. Bizim açımızdan en büyük çelişki emek ile sermaye arasındaki çelişki olması nedeniyle karşımızdaki insanı bu çelişkinin hangi ucundan tuttuğuna bakarak değerlendiririz. Emekten yana mı sermayeden yana mı? Eğer emekten yana tavır koyuyorsa bu bizdendir, sermayeden; baskıdan, sömürüden, adaletsizlikten yana bir tavır alıyorsa bu bizim düşmanımızdır, ona göre yaklaşım sergileriz. Yani bir insanın ateist veya teist olmasının bizim açımızdan önemi bulunmamaktadır, doğrudan kişisel bir durumdur.  Bizim açımızdan değer taşıyanların emekten yana bir duruş göstermeleridir.

Yorumlayın Paylaşın :)

Paylaşan: verified_user

0 Post a Comment: